bir parça büyümek
puzzle’ları bilirsiniz. birden fazla parçanın, eşleri ile birleşmesi sonucu ortaya bir resim çıkar. işte o parçalar ne kadar da kritik bir öneme sahip. eğer birbirini tamamlayacak girinti ve çıkıntılara sahip olmazlarsa birbirlerini tamamlayamıyorlar. birbirini tamamlayamayan parçalar bir resmi oluşturamazlar.
evrende bir toz tanesi kadar ufağız esasında. tıpkı binlerce
puzzle parçasının bir araya gelerek o büyük resmi oluşturması gibi bizler de
bir araya gelerek evrendeki işleyişin birer parçası oluyoruz. ortak noktalara
sahibiz kısaca.
düşündüm ki hepimizin elinde birer puzzle parçası bulunsa ve
bunlar bizleri temsil etse… her birimiz hayatımızın belli dönemlerinde belirli
resimlere konuk oluyoruz. doğumumuzdan itibaren başlıyor bu yolculuk. ve biz, resim hep aynı kalacak sanıyoruz. fakat yanılıyoruz. insan, büyüyen gelişen bir
varlıktır. bu sebeple hiçbir zaman aynı kalmaz, kalamaz. yolculuğu hep devam
eder ve bu yolculuk esnasında uğradığı duraklar zamanla değişir. biz bazen
bunun bilincine o an varamayız. bazense geriye dönüp baktığımızda ilerlediğimiz
yolun hayreti içerisinde o durakları şaşkınlıkla anarız. eğer o puzzle
parçalarına geri dönecek olursak bizler misafiri olduğumuz resimlerde
uyumlanmak zorundayız. bu biraz zor ve ağır bir gerçek. fakat durum ne kadar
apaçık ve yükünü kabul etmesi zorsa ben de bu durumu o kadar açık ve mümkün
olduğunca edebiyat ve metaforlardan uzak aktarmak istiyorum.
hangi dine inanıyorsun bilmiyorum ama ben kendi inandığım
dine uygun anlatacağım.
Allah’ın bizleri başıboş göndermediği bu dünyada bizlere
biçilen bazı roller vardır. yaratılışımıza uygun ve bizim için yazılmış özel
bir hikâye. ve biz bu roller içerisinde sayfaları çevirdikçe yeni satırlarda
can bulur, yeni fotoğraf karelerine kazınırız. düzen böyle işliyormuş ben de
yenilerde idrakine varabildim. çünkü bazı cümleler o kadar uzun gelir ki o
bölüm hiç son bulmayacak zannedersin, pekâlâ bu da bir yanılgıdır…
insan nasıl bir kitabın sonuna ulaştığında bir boşluğa düşüyorsa
hayat da benzer bir şekilde bölüm sonlarında bize o duyguyu yaşatıyor. ve son
ne kadar çarpıcıysa sıradaki sayfaya geçip ilerlemesi de ne yazık ki bir o
kadar zor oluyor. tam bu noktada puzzle parçaları gibi resimdeki yerimize
yerleşmek adına bir uyumlanma geçiriyoruz. köşelerimiz belki biraz daha
yumuşuyor veya aksine daha keskinleşiyor. bir tarafımızdaki çıkıntı belki yok
oluyor ve yerine küçük bir oyuk oluşuyor. sol tarafta ise belki yeni bir parça
meydana geliyor ve o oyuk doluyor. bu tarz değişikliklerle biz o resmin bir
parçası hâline geliyoruz ve artık o resmin içindeyiz.
bu süreçte canımız
yanıyor olabilir, fazlalıklar ağır gelebiliyor ya da sahiplendiğimiz sivri
köşeden ayrılmak istemeyebiliyoruz. ancak bu kadar sahiplendiğimiz ve bırakmak
istemediklerimiz belki de istediğimiz büyük resme engel oluyordu, bunu o an
fark edemeyebiliyoruz. fakat bunu bizden daha iyi bilen bir Yaratıcı var…
düşün lütfen. hayalini özenle kurduğun o hayatı. sahip olmak
istediklerini ve kurtulmak için can attığın durumları. sahip olmak istediğin o
büyük resme, şu an sahip olduğun puzzle parçası ile ulaşamayacaktın. orada
olmak, o resmin bir parçası hâline gelmen için bazı fazlalıklardan vazgeçmen
bazı boşluklara sahip olman gerekiyordu. ve endişelenme, o resimdeki boşluk her
zaman yalnızca senin puzzle parçanı bekledi. çünkü sen zaten oraya aittin.
biliyorum, dönüp baktığında olduğun yerden mutlu olsan da
eski resimleri özlüyor o eski satırlarda kaybolmak istiyor olabilirsin. bu çok
doğal ve insani. ancak unutma hayatın akışı bu şekilde ve evet hayat her zaman
bir akış hâlinde. hiçbir zaman durmayacak. durduğu zaman da sen olmayacaksın,
biliyorsun. her zaman yeni resimlere konuk olacak, yeni sayfaların satırlarında
dolaşacak, bambaşka kitapların karakteri olacaksın. büyüyecek ve gelişeceksin
çünkü insansın.
elindeki puzzle parçasına dikkatle bak. ait olmadığın
resimlere sarılma olur mu? sana ait olan zaten seni bulur.
“Gaybın anahtarları Allah’ın yanındadır. Onları O’ndan başkası bilmez. Karada ve denizde olan her şeyi O bilir. Düşen bir yaprak bile yoktur ki O bunu bilmesin. Toprağın karanlıklarında bir tane, yaş ve kuru ne varsa hepsi apaçık bir kitaptadır.”
En’am Suresi, 59.
sevgilerle,
E.
.jpg)
Maşallah. Hayatın anlamını bulmak bu olsa gerek dedirtti her cümlen
YanıtlaSilteşekkür ederim
SilEn'am suresi...
YanıtlaSilSen gerçekten şifasın, eline ve yüreğine teşekkürler 🦋
ben teşekkür ederim asıl bu değerli yorumun için 🤍
Sil