kapanan devirler, devam eden hayatlar
olabildiğince tozlu ve gri bir hava. ne bir duvar ne de baca... sokak da değil bir bina da. sanki bir çocuğun koyu griye boyadığı bir kâğıtta... bu metruk renk dışında ve toz kokusundan başka hiçbir şey yok etrafta. ışıkları bile söndürmüşler, kapılar kayıpmış ve anahtarları hiç olmamış. dizlerinin üzerinde sağa sola bakınıyor. hiçbir ışık olmamasına rağmen o rengi algılayabiliyor. çevresinde hiçbir nesne yok, bu çok tuhaf geliyor. genelde gözlerini yeniden açtığında, yalnız başına uyandığı odalar veya çöktüğü kaldırım taşları karşılardı onu bir yerlerde. bu sefer sonsuz bir boşluktan başka hiçbir şeye rastlamayışı onu, hayatta olup olmadığına dair bir sorgulamaya itiyor. sessizliğin içinde aldığı derin soluklar ve burnuna gelen toz kokusuna karışmış dumanlar onu yeniden gerçekliğe döndürüyor. destek aldığı zeminden elini yavaşça uzaklaştırıp avucunu kendine doğru çeviriyor. silinmeye yüz tutmuş fakat bir o kadar da yerli yerinde duran tek kelimelik yazıya ne hissedeceğini bilemey...