gül.

 gül.

Neden bilmiyorum ama gül. Bazen bir çiçek olan gül, bazen de eylem olan... Cümlelerimin tükendiğini sandığım sayısız gün geçirdim. Artık yazamayacağımı düşündüğüm yazsam da ruha dokunamayacağından korktuğum... Belki haklıyımdır. Artık bir ruha temas etmez cümlelerim, öylece teğet geçer yalnızca. Fakat bu demek değildir ki bir ruhun sözleri değil bunlar...

 İnsanları düşünmekten kendine varamayan binlerce insan... Sözde "kime ne?" derler ancak endişelerinden bir türlü sıyrılamayanlar... En acısı da bazen bunu fazla abartırlar ve kendi değerlerini, benliklerini hiçe sayarlar. Sonra sonuç, anlamsız mutsuzluklar... Tükenişler, bitişler... Hepimiz birer birer tükensek ne olur hiç düşündünüz mü? Etrafınıza bir bakın. Hiç yorulduğu için düzene baş kaldıran bir karınca gördünüz mü? Ya da uçmayı bırakmak isteyen bir beyaz güvercin? Veya bu insanlar bu renkliliği, mis kokuyu hak etmiyor diye solan bir çiçek? Ve dahası... Anlıyorum; bizim o canlılardan farkımız, irademiz. İrademizi etkileyen aklımız ve duygularımız var. Etkilendiğimiz insanlar, olaylar var. Bu farklılık bizi zorlasa da asıl savaşmamızın sebebi bunlar. Hepimizin inançları, umutları... Umutsuzluk nereye kadar? Robot değiliz, insanız hepimiz. Ne zamana kadar sürecek bu anlamsız koşuşturmacalar? İnsanlar hiç mi düşünmeyecek bu dünya neden var? 

Yoruldun mu? Peki hatırla, sıkılmamış mıydın daha önce o sıkıcı hayatından? Sırf eğlencesine, sıkıntıdan dediğin onca şey yapmadın mı hiç? Gerçek bir amacın var artık. Neden şimdi pes ediyorsun? Yorgunluğun bir şeylere değecek, önce seni sonra insanları mutlu edecek... Hayat bu değil midir?

Borcun var. Ayak bastığın topraklara, aldığın nefese, yaşamına borcun var. Hatta bazılarını senin için kazanmış insanlara... Bedel ödeyenlere ettiğin teşekkür mü küfür mü?

Fedaymış canı bu vatan uğruna. İnsanlık zannetti ki can sadece verdiği bir nefes bu yolda. Açtığı kitap "Oku." dedi ona. O da sevmezmiş okumayı ama. Her gün eğlenmek güzel gelir ona. Herkes gidiyorsa bir yoldan zevk uğruna, o yalnız bırakamaz arkadaşlarını o yolda. Bazen ne yaptığını düşünür aydınlanırmış bir anda. Ama sanki bu bir anlık elektrik kırıntısı gibi ne saçma. 

Kendi kendine setler kurar, keser suyun yolunu. Bir aksa neler başaracak bu uğurda. Hep onlar yapar o kullanır hunharca... Dur artık, senin milletin arşa layık. Biliyorum sen de istiyorsun, lütfen kalk artık. Şanışer de demiş "Vazgeçmek seçenek değil." İnadına sarıl kocaman, bilirim hürriyetine bağlısın. Binlerce kardeşin var, onları da unutma. 7 Ekim'den bu yana örnek oldular bu dünyaya. Şayet tek çocuk olduğunu iddia ediyorsan ama, madem "insanlık" için durma. Vardır senin de inancın, bağlılığın, korumaya çalıştığın bir vatanın... Umutlarını sakla, gücüne sarıl. 

Bu bildirim sana bir ruhtan, dilerim sen kaydırma ve buna tıkla.

Gül, demiştim. Yeniden de söyleceğim...


mükemmel olmayı bıraktığında, sözcükler çabasız dökülür parmaklarından...

sevgilerle,

E.

yazarken bana eşlik eden;



Yorumlar

  1. Neden yaşadığımı hatırlamama sebep olduğun için teşekkürler bir tanem...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zey'im... Rica ederim, teker teker unutsak da hep beraber hatırlayacağız.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

günlüğümden.

kendine dön, geç olmadan...