Gecenin Sahnesine Düşen Düşünceler Mezarlığı


 Bir şarkı... "Sezen Aksu - Bir Zamanlar Deli Gönlüm"

Keyifli okumalar... 
Hislerinizi dansa kaldırması dileğiyle...


Bulutların arkasına saklanan utangaç bir ay, parlaklığı onu neden utandırırdı ki bu aralar?












Kaynaştığı bulut parçaları ile
 dans ederken ay, gökyüzüne dağılmış birkaç yıldız bu anın şahitleri olmuştu gözlerini bir an bile kırpmadan. Kendi ışıklarını yitirdiklerinin farkında dahi değildi hiçbirisi. Onlar gözlerini alamıyordu bu danstan. 

Bir sokak lambasına tutulan ateş böcekleri ise yeryüzünün dansını gerçekleştiriyordu gecenin sahnesinde. Çırpınıyorlardı ateşte kavrulurken, tenleri yanarken...















Kaldırım taşlarında patilerinin izini bırakan minik kedi de gecenin şahitliğini yapıyordu kimseye belli etmeden. Öyle çok yürüyordu ki her bir taşa izini kazımak istiyordu zamanın akışında. Arabaların yorgun sesleri ulaşıyordu kulaklara. Gecenin yorganına sarılıp 
uyumaya muhtaç hissediyorlardı asfaltta kalıcı yaralar açarken acımasızca. 

Evlerin ışıkları yoktu. Terk edilmiş harabelere benziyorlardı tıpkı. Ağaçlar gökyüzüne uzanırken, ufacık rüzgârlarda savruluyorlardı ürkmüşçesine. Sonra bir ses çınladı sokaklarda, davetini bildirdi harabeleşmiş kalplere. 

O sırada demir parmaklıkların ardında bir adam, derin bir nefes aldı gecenin hanesine düşen rüzgârı umursamadan. Güçlü parmakları korkulukların demirine yaslandı. Yerden birkaç metre yüksekteydi yalnızca. Karanlık bir balkonun taş zemininde dimdik ayaktaydı korkusuzca. Bakışlarının değdiği her bir nokta savaş meydanlarından kanlı bir kare sunuyordu sanki ona. O ise hiçbirini umursamadan savaşıyordu onlarla. Müziği duydu bir anda. Sakin ama bir o kadar deli bir şarkının ritimleriydi dalgalanan. Tam o an farkına vardı yeryüzü ile gökyüzünün birbirinden farklı dansını. Gökyüzünde dönen ay, yeryüzünde uçuşan ateş böcekleri. Onların şarkısı olmalıydı, esintiye karışan notalar. 

Bir müddet sonra adamın zihnine düşen bir düşünce... Ay'ın dansı, bulutlara açılmış bir savaştı. Bulutlar ne zaman onun üzerine kapansa, usta hareketlerle kaçıyordu ay onlardan. Işığını kaybetmeyi istemiyordu gecede yalnızlığa boğulanları aydınlatmadan. Utanmıyordu onlara dost olan aydınlığından. Gözlerini çevirdi sokak lambasının güneşe benzeyen ışığına. Ateş böcekleri meydan okuyordu tıpkı ay gibi, o yakıcı korluğa. Aydınlıklara karışıyorlardı alev almış bedenlerini saklamak istediklerini haykırırcasına. Savaşları aydınlıkla olsa da, karanlığa ait olmak istemediler hiçbir zaman bu tezatlık karşısında. 


Birçok kelime karıştı zihninin en derinlerine doğru giden yolda. Adam sıkıp bıraktı korkuluğun soğuk demirini bir anda. Gözlerini kapattı ve yutkundu yavaşça. Düşüncelerinden tiksindi bir anda. Çünkü emindi ki bunları birine anlatsa, hepsi deli muamelesi gösterirdi ona... 


E.

(Sanki E.)

01.07.2023



Yorumlar

  1. Geliştiğini her satırda görmek gururlu bir ablan olmasına sebep

    YanıtlaSil
  2. Okudukça duygulandım, kalbe dokunuyor yazdıkların 🥺💜

    YanıtlaSil
  3. Ben neden bunu daha önce okumamışım dedirttin bana... Güzel kızım, kalbin kadar güzel bir yazı yazmışsın. Seni seviyorum iyi ki varsın...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim... Ben de seni seviyorum, iyi ki varsın...

      Sil
  4. Umarım kendini daha da geliştirmeye ve ruhunu aydınlatmaya devam edersin. Yazmaya devam etmelisin. Kalem senin elinde ve boş sayfalar önünde duruyor. İçindeki ışık seni bekliyor. 🤍

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım... Güzel düşünceleriniz için teşekkür ederim.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

gül.

günlüğümden.

kendine dön, geç olmadan...