Ruhları Kaybolanlar

O yoldayım yine. Anlıyorum ilerledikçe. Arada sağı solu kontrol ediyorum, doğru yerde miyim diye... Huzursuzluk hâkim yüreğimde. Anlamsızlıklar içimde bir yerlerde. Yanlış yoldayım sanki. Dönüp duruyorum girift bir girdabın içinde. Sonsuzluğa yürüyormuşum gibi, ufuk gözükmüyor buralarda bir yerde. 

Kafam karmakarışık. Başımı döndürüyor bu tehlikeli kalabalık. İnsanlar her yerde. Hepsi birbirinden tuhaf ve donuk mimiklerle. Korkutuyor beni yüzlerindeki bu ifade. Benziyorlar mekanik askerlere... 

Hiçbiri bilmeden yürüyor bu caddede. İsimlerini unutmuşlar, soylarını yok saymışlar. Hepsi modern dünyanın kölesi olmuşlar. 

 

      Her yerde arabalar, göğü delen binalar. Sanıyorlar ki hepsi doğru yoldalar. Yolu bilmezken başta, nasıl inanırsın yolun doğru olduğuna? İlerledikçe uzaklaşacak, mutluluk bir adım daha. 

Her şey bir kâğıt parçasından ibaret değil ki aslında, zaten unutmuşlar hissetmeyi bu dünyada...
Asla sonu yok bu hırsın, zenginliğin. 
Onlar ilerlerken geride kalmışlar...

Zihnim parmaklarını doluyor boğazıma. Boğuluyorum sanki hissetmeyen insanların arasında. Kaybediyorum kendimi bir anda. Onlar görmez kayboluşumu bu ıssız kalabalıkta...

Sağır, kör ve dilsiz olmuşlar. Paraya gözlerini yummuş, odaklarını şehrin gürültüsüne dayamışlar. 

Sesler çınlatıyor kulaklarımı. Bir yanda homurdanmalar, bir yanda topuk tıkırtıları. Akıntıya teslim olmuşlar. Güya modern insanlar...

İnsan kaybeder kendini bu akıntıda, nasıl bu kadar akıl almaz davranabilirler aklım almıyor hâlâ... Benliklerini kaybetmişler karanlıkta, yokuş aşağı yuvarlanıyorlar hayatın basamaklarında. Sorgulamıyorlar bu yaşantıyı. Hatırlamıyorlar fıtratlarında bulunan insanlığı. 

Bir gün bir ses duyacaklar yakında bir yerlerden. Kesilen nefesler, sona eren sesler. Meğer duyulan, arşa çıkmış sükûnetmiş hepten. Duran bir kalp ve yazık edilen günlere nefret. İşte her şey bundan ibaret... 

Yorumlar

  1. "Yolu bilmezken başta, nasıl inanırsın yolun doğru olduğuna?"
    Hayatımda okuduğum bir cümlenin beni bu kadar etkileyeceğini düşünmemiştim... 🥺🖤

    YanıtlaSil
  2. Ruhuma öyle dokundu ki her sözcüğün... 🤍

    YanıtlaSil
  3. Toprak yağmura, ben sana
    Aşık olduk yeniden... 💟🦕

    YanıtlaSil
  4. Kaybolduğu o girift girdabın içinde ufka hasret kalmış Zatına; kimse "ufkun göz bebeklerinde saklı olduğunu" söylemedimi? Yada Etrafını sıkıca sarmış o mekanik askerlerin mimiksiz yüzlerinin ve kirli uzuvlarının ruhundaki saklı olan o kudretin altında nasıl parçalandığını veya o köleleri kendi boyunlarındaki o zincirlerle nasıl boğabileceğini göstermedimi? Kimse sana mutluluk denilen şeye giden bir yolun var olmadığını, yolun hangi yol olursa olsun hep gideceğin yerden uzaklaşacağını anlatmadımı? Kimse kendi zihninin parmakları dahi olsa varlığına kast etmiş o parmakları nasıl kıracağını ögretmedimi sana? Varlıklarının her çeşiti lekeler içinde kalmış sağır, kör ve dilsiz insanların akıntısına rağmen kendinden geçmemeyi, onların varlığına inat var olmayı, onların bu dünyadaki anlamsız var oluşlarına karşı tepki olmayı, anlamlı olmayı öğütlemedimi ? Söylesene kimse sana savaşmayı, kan dökmeyi, kılıçlarınla beraber kin ve nefret tutmayı göstermedimi ? Soluyormusun sadece kalabalıkların içinde? Dişlerin, pençelerin, delip geçen öfkeli bakışların yokmu? İçinde neler gizlediğini bilmeden Karanlıktan korkup aydınlığa teslim olanlardan, ışığa çok uzun süre bakıpta kendilerini kör edenlerdenmisin?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kaleminize sağlık... Çok güzel yazmışsınız. Teşekkür ederim bu değerli yorum için.

      Sil
    2. Rica ederim altına yazılabilecek böyle bir yazı yazabildiğiniz için asıl sizin kaleminize sağlık. Takip edeceğim sizi devamını merakla beklemekteyim

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

gül.

günlüğümden.

kendine dön, geç olmadan...