Pencerenin Diğer Tarafı
Duygularımız; kimi zaman parçalı bulutlu, kimi zaman yağmurlu, kimi zaman ise güneşlidir. Tıpkı hava durumu gibi. Bir ânımız bir ânımızı tutmaz. Mutluyken bir anda hüzünlenebiliriz bazen. Elbette bunlar normaldir. Hâliyle insanız hepimiz. Fakat negatif duygular oldukça verimli geçen bir günü mahvedebilir. Ya da bu negatif duyguların fazlası bize zarar verebilir. Her şeyin fazlasının zarar olduğu gibi...
Mutluluğu da hüznü de, coşkuyu da öfkeyi de ölçülü yaşamalıyız. Bu ölçünün yanı sıra hayata pozitif yaklaşmalıyız. Her ne kadar bu duyguların tümü bizim insan olduğumuzu en güzel şekilde gösterse de negatif duygular çoğunlukla bize ruhsal açıdan hatta bazen bedensel olarak da zarar verebilmektedir.
Bunun önüne geçebilmek için bizim yapabileceğimiz olumlamalar da mevcut. Hatta biz buna bardağın dolu tarafını görmek diyoruz. Bardağın yarısı doludur, bu pozitif bir yaklaşımdır. Bardağın yarısı boştur, bu ise tahmin edildiği üzere negatif bir yaklaşım. Neden pozitif düşünceler varken negatif düşüncelere hayatımızda daha çok yer edindirelim ki? Negatifin yanına en azından bir pozitif koymalısın ki durum nötrlensin. Eksiye düşmektense nötr kalmak daha mantıklı çünkü.
Bakış açısı önemlidir. Bardağın dolu tarafını görmek bile bir bakış açısıyken bazen önümüzdeki güzellikleri göremememiz de bakış açımız ile alakalıdır. Mesela yağmurlu bir hava olsun dışarıda. Bu bizi negatif olmaya iten duygularımız. Biz ise evimizde penceremizden dışarıyı izliyoruz. Yağmur bir süre devam ediyor. Nihayetinde elbette yağmur sona eriyor. Gökyüzündeki bulutlar yavaş yavaş kenara çekiliyor ve güneş ortaya çıkıyor. Belki de yanında gökkuşağı bile beliriyor. Fakat biz evin içindeydik. Pencerede ise hâlâ asılı kalmış yağmur damlaları var. Ancak biz eğer inatla o yağmur damlalarına takılırsak dışarıdaki gün ışığını göremeyiz. O güzelliğin farkına varamayız. Belli bir süre yağmur yağdı lâkin sonuç olarak sona erdi. Güneş açtı. Gökkuşağı çıktı.
İşte biz de tam olarak böyle yapıyoruz. Yağmur sona erse de gün ışığını görmezden geliyoruz. Yağmur damlalarına takılı kalıyoruz. Duygularımızla bağdaştırınca bu durum tıpkı gün içerisinde bizi öfkelendiren bir durum sonucu bizim hâlâ güne öfkeyle devam etmemiz gibi. Oysaki öfkelendiren durum belki de çoktan sona erdi. Veya sizi neşelendirebilecek yeni bir olay yaşandı. Fakat maalesef ki beynimiz o öfkede takılı kaldı ve güzel duyguları görmezden geliyor.
Ancak irade bizim elimizde değil mi? Kendimizi olumlamalara yönlendirmek yerine neden kendimize eziyet edelim? Bardağın dolu tarafını görmek de pencerenin ardındaki gün ışığını fark edebilmek de bizim elimizde.
Yağmurdan sonra camda kalan yağmur damlaları pencerenin bir diğer ucundaki gökkuşağını görmene engel olmasın...

Tebrik ederim
YanıtlaSilTeşekkür ederim
Sil